Friday, December 26, 2008

bekirkeklik-1907.tr.gg

Kayseri

Kayseri

Kayseri İli, Kültepe kazılarında yapılan araştırmalar, çevrede M.Ö. 3.500 yıl öncesine kadar uzanan bir yerleşme bölgesi çıkarmaktadır. Bu kazılarda ele geçenler ilk Tunç Çağı'nın izlerini taşır. Ayrıca, Eğriköy höyüğü, Fraktin, Şimşekkaya, Erkilet, Taşçı, Yağmurluköy vc Hanyeri'nde yapılan kazı1arda, buradaki insanlık tarihinin çok eskilere gittiğinden söz cdilmektedir.

  Kayseri ve çevresindeki yazılı tarih ise, Asur Ticaret Kolonilerinin bu çevreye gelmeleri ve M.Ö.2500 yıllarına doğru da Hitit İmparatorluğu'nun yerleşmesiyle başlar ve kanisti adıyla şehir kurulur.
  Kayseri, bu dönemde Hitit Halkı'nın yerleşme alanıdır ve sık sık da, Ege Göç Kavimleri'nin işgallerine uğramaktadır. Hititlerin bu bölgedeki etkinlikleri, M.Ö. 900 yılı dolaylarında Tabal Krallığı'nın kurulmasıyla yeni bir şekil alır. Artık, çevrenin etkinliği de artmaktadır. Eğe çevresinden, Suriye bölgesinden, hatta Batı'dan gelen ticaret kervanlarının önemli uğrak yerlerinden birisidir. Geç Hitit Dönemi diye de adlandırılan bu devirde, söz sahipliği Asurlular'ın elindedir. Ancak, bunların etkinlikleri de fazla sürmez. M. Ö. 612'de Med'1er, Asurluların çevredeki etkinliklerine son verirler. Bunun peşinden çevrede Kilikya Devleti kurulur. Bunun ömrü de uzun olmaz. M. Ö. 550'de pers'1er Med yönetimine son vererek kendi devletlerini kurarlar. Şehrin adı Mazaka olur. Pers'1erin bu bölgeye gelip yerleşmelerinden sonra şehir Mazak adını alır. Ba adı alasıya kadar Kayseri'nin adı Kanisti'dir. L.Dareios döneminde bu bölgede Kapadokya Karallığı'nın etkinliği artar. Ne var ki, bu da uzun sürmez ve M.Ö. 334'te Makedonyalılar Persler'i yenerek bölgeye yerleşirler.
   İskender'in ölümünden sonra bölge yine el değiştirir ve bu defa M.Ö.280'de Persler yeniden Kapadokya Krallığını kurarlar. Kayseri, Pers Kralı IV. Ariaretes Esebes'in döneminde ''Evsebia'' adını alır. Pontus Krallığı kendi hükümranlığını ilari eder. Bunun hemen arkasından, birkaç yıl sonra Roma orduları görüldü. Romalılar'ın buradaki söz sahipliği fazla sürmedi. Romalılar geri çekilirler ve şehirde Kapadokya Hükümdarlığı'nın yönetimi hakim olur. Bunların etkinliği de pek fazla devam etmez. O dönemin istilaları, mevcut kavimlerin birbiri aleyhine seyrettiği için, Kayseri bunun dışında kalamaz. Bu defa, M. Ö. 77'de ermeni Kralı Dikran şehri yağmalar. 9 yıl sonra da yani M.Ö. 66'da Romalı Paypeius, kendilerine bağlı bir devlet kurar. M. S .17 . Yılında ise Kayseri ve çevresi Kapadokya hakimiyetinden tamamen çıkarak Rom,alıların denetimine geçer. Şehir, Kapadokya'nın son kralı Arkilaius zamanında Kaisaraeia'' adını alır. Bu günkü adının da buradan geldiği bilinmektedir.
 

 

 

TARİHİ GELİŞİM İÇİNDE KAYSERİ

 

   Kayseri İli, toprak, su kaynaklan ve ulaşım bakımından çevresine göre elverişli doğal koşullara sahip olması nedeniyle, binlerce yıldan beri yoğun bir yerleşmeye sahne olmuştur. İlk yerleşmeler Kayseri Ovası'nda olmuştur. Ova topraklannın verimli oluşu, su kaynaklarının bolluğu, bu düz alanda yaşamın sürdürülmesine olumlu katkıları olan yüksek bir dağın ovanın hemen yanı başında bulunması, yörenin yerleşme için seçilmesinde etkili olmuştur. Bunun yanısıra, ovanın her çağda ticari ve askeri yolların kavşak noktasında olması, buradaki yerleşmelerin önemini hep artırmıştır.
 

   Yörede yapılan bilimsel çalışmalar ışığında, yerleşmenin başlangıcı M.Ö. 3. Bin yılın ortalarına kadar uzanmaktadır. Kayseri Ovası'nda tarih öncesi ve tarih çağlarında ki yerleşmeyle ilgili en önemli bilgiler, Kültepe Höyüğü'nde (Kaniş-Karum) yapılan kazılar sonucu elde edilmiştir. Bu höyük, İç Anadolu'daki en büyük höyüklerden biri olup, eldeki bilgilere göre, yalnız Kayseri'nin değil, Anadolu'nun da geçmişini aydınlatması bakımından çok önemli bir yerleşmedir.
 

   Kültepe, Kayseri Ovası'nın kuzeydoğusunda, Karahüyük Köyü'nün sınırları içindedir ve yerleşme merkezinin güneyindedir. M.Ö. 3. Bin yılın ortalarından başlayarak Roma Çağı'na kadar oturulan höyüğün hemen yanında ikinci bir yerleşim birimi veya aşağı şehir vardır ki, burası da Kaniş Karumu'dur. Burada daha çok Asurlu tüccarlar oturmuşlardır.
 

   Kültepe'de 1948 yılından itibaren sistematik biçiminde yapılan kazılar sonucunda bol miktarda çivi yazılı tabletler, seramik buluntular, mimari kalıntılar ele geçmiştir. Kültepe buluntularının en eskisi Eski Bronz Çağı'na (M.Ö. 2000-2500) aittir. Buna göre yerleşmenin başlangıcı mevcut ve lere göre Eski Bronz Çağı'na kadar gitmektedir. Höyükte yapılan kazılarda geniş binalar, tek vücutlu fakat çok başlı idoller, çıplak heykeller ve özellikle boyalı seramiği, Kültepe'nin Eski Bronz Çağı'nda Anadolu'nun en önemli şehirlerinden olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak çevrede yapılan yüzey araştırmaları sonucu, yörede Kalkolitik, hatta Neolitik yerleşmesi olabileceği yolunda ipuçları elde edilmiştir (Baydur, 1970: 30-31).
 

   Tarihi devirler yazı ile başlar. Mısır, Mezopotamya ve Anadolu gibi üç bölgede gelişen eski Önasya medeniyetlerinden ilk iki ülkede M.Ö. 4. Bin yıl sonlarında (3200'lerde) yazı başladığı halde, Anadolu ancak 2. Bin yıl başlarında yazıya erişir. İlk yazılı ve kalar da Kültepe'de bulunmuştur. Kültepe tabletleri denilen vesikalar, Asurlu tüccarlara ait vesikalar olup, eski Asur lehçesi ve çivi yazısı ile yazılmıştır.
 

   M.Ö. 1900-1750 yılları arasındaki Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nda Kültepe'de canlı bir ticaret hayati vardı. Höyükte, Hitit Çağı (M.Ö. 1800-1200), Geç Hitit Çağı (M.Ö. 1200-700) ve Frig Çağı'nı (M.Ö.800-650) ihtiva eden katlar bulunmuştur.
 

   Kaniş, Koloni Çağı'ndan sonra, kronolojik sıralamaya göre, önce Eski Hitit Devleti, sonra da Büyük Hitit Devleti Dönemi'nde de yerleşme görmüştür. Şehrin yerleşmesindeki ilk uzun kesinti, Hitit Devleti'nin ortadan kalkmasından, Frig iskânına kadar geçen zamanda görülür. Friglerden sonra, Aralıklı da olsa yerleşme Roma Çağı'na kadar izlenebilmektedir. Höyükte Frig katinin üzerinde 75 cm. kalınlığında bir toprak yığını vardır. Bundan, pek uzun olmasa da, şehrin bir süre terkedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Hellenistik Çağ'da Mazaka'nın (Kayseri) önem kazanması sonucu, Kaniş eski önemini kaybetmişse de burada oturulmaya devam edilmiştir. Roma Çağı'nda şehir duvarı yeniden onarılarak kullanılmıştir. Bu dönemde yerleşme oldukça sikti, nekropol şehrin dışında, Karum alanındaydı. Gerek şehirde ve gerekse nekropolde bulunan sikkeler, Kaniş'de Geç Roma Çağı'na kadar oturulduğunu ortaya koymaktadır (Baydur, 1970: 76).
 

   Tarihi boyunca, bazı göçler ve savaşlar sonucu kesintiler olmakla beraber, höyükte sürekli bir yerleşmenin varolduğu şüphe götürmez. Muhtemelen M.Ö. 11. yüzyıl ortalarından bu yana Kaniş'e paralel olarak, yöredeki daha sonraki dönemlerde en önemli yerleşme olan Mazaka tarih alanına çıkar. Mazaka Tabal Krallığı'nın kurulduğu yerdir. Tabal Krallığı'nın yıkılmasından sonra, bölge, Kilikya, Med ve Pers yönetimine girmiştir.

   Perslerin Lidyalıları yenmesiyle birlikte, M.Ö. 550'de bütün Anadolu ve Mazaka da Pers hakimiyetine girmiş ve Kapadokya'nın büyük satraplığının merkezi yapılmıştır. Makedonyalı İskender yönetiminden sonra yörede kurulan Kapadokya Krallığı döneminde adı "Eusebia" olarak değiştirilmiştir. Kapadokya'nın Roma'ya bağlanmasından sonra İmparator Augustus zamanında ona izafeten "Caeseria" (Kaseria) olarak adlandırılmıştır (M.Ö. 1. yüzyıl). M.S. III. Yüzyılında Sasanilerin saldırısına uğrayan Kayseri, çeşitli dönemler geçirmiştir. Bu sırada Kayseri'nin nüfusunun 400.000 civarında olduğu ileri sürülmektedir. Şehir W. yüzyılda tamamen Hristiyanlaşmıştir. Theodosius'un Roma anıtlarını tahrip ettirme si yüzünden büyük zarar görmüştür. Fakat Justinianus zamanında şehir tekrar büyük imar görmüş, Roma dönemi surları daraltılarak yeni surlarla çevrilmiştir.
Kayseri, Bizanslıların elinde iken VII. Yüzyıldan itibaren kısa sürelerle (690-725 yıllannda) Araplar tarafından zaptedilmiştir. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Selçuklulara tâbi Danişmentliler tarafindan fethedilen şehir, 1127 yılında Danişmentlilerden Emir Melik Mehmet Gazi'nin eline geçmiş, oğlu Melik Mehmet zamanında ise beyliğin başkenti olmuştur. 1169 yılından itibaren Anadolu Selçukluları, Kayseri ve civarındaki bütün kaleleri alarak buraları Selçuklu Devleti'ne dahil etmiştir.
 

   Kayseri, 1243 yılında Moğol istilasına uğramış, 1335 yılına dek, önceleri kısmen Selçuklulara tâbi olmakla birlikte esasen Moğol-İlhanlı hakimiyetinde kalmıştır. Moğollar bu tarihler arasında Anadolu'da büyük katliamlar yaparak bölgeyi yağmalamışlardır. 1330'lu yıllardan itibaren, Eretnaoğulları Beyliği'nin daha sonra Kadı Burhaneddin Devleti'nin önemli bir merkezi olan Kayseri, 15. yüzyıl başlarından itibaren Karamanoğullarının idaresi altına girmiş ve Karamanoğulları, Dulkadiroğulları arasında pek çok kez el değiştirmiştir. Nihayet 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet şehri Karamanoğullarından alarak Osmanlılara bağlamıştır. Osmanlı idaresine katılan Kayseri, yeni teşkil eden Karaman eyaletine bir liva olarak bağlanmıştır.
 

   Osmanlıların zamanında Kayseri, 1511'de Şahkulu ve Celâli isyanları, 16. yy. sonrası Karayazıcı isyanı, 1624'te de Abaza Mehmet Paşa isyanı gibi önemli siyasi olaylara sahne olmuştur.
 

   Karaman Vilayeti'ne bağlı iken, H.920/M.1520'de sayıma tabi tutulan Kayseri'de; Merkez Kasaba (Şehir), Sahra, Koramaz, Cebeli Ali, Cebeli Erciyes, Karakaya, Kenarı Irmak, Malya, Karataş, Bozatlu olmak üzere 10 nahiye, 86 köy, 276 mezra'a, 121 cemaat kayıtlı bulunmakta idi. Ayrıca Karahisar (Yeşilhisar) Kazası da Kayseri Kazası'na bağlı idi.
 

   Kayseri, 1568-1574, 1578-1588, 1632-1641 yılları arasında da Karaman Vilayeti'ne bağlı sancaklardan birisi idi. XVIII. yüzyılda da Karaman Eyaleti'ne bağlı olan Kayseri Sancağı, XIX. yüzyıl ortalarında, yani 1856-1857 yılarında Karaman Eyaleti'nden ayrılarak Bozok Eyaleti'ne bağlanmıştır. 1867'de yürürlüğe giren Vilâyet Nizâmnâmesi'yle Kayseri Sancağı, Ankara Vilayeti'ne bağlanmıştır. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra yine Ankara'ya bağlı olan Kayseri'nin 2 kazası, l nahiyesi ve 181 köyü bulunmaktaydı. Bu dönemde müstakil bir mutasarrıflık olan Kayseri, Cumhuriyetle birlikte 1924 Anayasası çerçevesinde "vilayet" olmuştur. 1928'de Kayseri; Merkez, İncesu, Bünyan, Develü, Aziziye (Pınarbaşı) olmak üzere 5 kaza, 21 nahiye ve 314 köyden ibaretti. 1935 nüfus sayımında Ürgüp Kazası'nın da Kayseri'ye bağlı olduğu görülür. Daha sonra bu idari birini Nevşehir'e bağlanmıştır.
 

İlçeleri:

Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Ozvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talaş, Tomarza, Yahyalı ve Yeşilhisar olmak üzere 16 ilçe, 65 Belediye ve 439 köy bulunmaktadır.

Belediyeler :

Ağırnas, Gaziler, Melikgazi, Akkışla, Gesi, Mimarsinan, Akmescit, Gömürgen, Özvatan, Alamettin, Güllüce, Palas, Amarat, Güneşli, Başakpınar, Gürpınar, Pınarbaşı, Bünyan, Hacılar, Sarıoğlan, Büyük Bürüngüz, Himmetdede, Sarız, Büyükşehir, Hisarcık, Sindelhöyük, Büyüktoraman, İncesu, Süksün, Büyüktuzhisar, Karakaya, Şıhlı, Çiftlik, Karaözü, Talas, Dadaloglu, Kayapınar, Tomarza, Derebağı, Kaynar, Turan, Develi, Kıranardı, Yahyalı, Ebiç, Kızılören, Yemliha, Elbaşı, Kocasinan, Yenisüksün, Emiruşağı, Koyunabdal, Yeşilhisar, Erciyes, Kululu, Yeşilkent, Erkilet, Kuşçu, Zile, Felahiye, Küpeli, Zincidere, Gazi, Mahzemin,


Kayseri

Flag of Turkey.svg Kayseri ili
Kayseri ilinin konumu
İdarî Teşkilat
Vali: Mevlüt Bilici
İstatistikler
Nüfus 1.405.088[1]
― Şehir nüfusu 1.135.253[1]
― Köy nüfusu 269.835[1]
Yüzölçümü 16.917 km²
Nüfus yoğunluğu 68.53 kişi/km²
Genel bilgiler
Bölge İç Anadolu Bölgesi
Alan kodu 0352
Valilik Web sitesi kayseri.gov.tr

Kayseri ili, İç Anadolu Bölgesi'nde bir ildir. Dünya'nın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri, klasik çağlarda Kapadokya adı verilen bölgededir. Kızılırmak'ın güneyinde bulunan bu bölge, Tuz Gölü'nden Fırat nehrine kadar uzanır. İpek Yolu buradan geçer.Kayseri Ankara'dan sonra İç Anadolu'nun en gelişmiş kentidir.

Etimoloji [değiştir]

Kayseri kentinin adı Latince Caesarea, Yunanca καισαρία (kaysaria) adı Arapça biçiminden Türkçeleştirilmiştir. Eski isimleri Mazaka ve Kaisareia (Fransızca Césarée)'dır..

Kayser veya kaysar (Arapça ve Osmanlıca: قيصر), Roma ve Doğu Roma (Bizans) imparatorlarına verilen Caesar (Yunanca: καισαρ, kaisar) unvanının İslam ülkelerinde kullanılan biçimidir. Osmanlı sultanları II. Mehmed'ten başlayarak resmi sıfatları arasında Kayser-i Rum unvanını da kullanmışlardır.

Caesar asıl olarak Roma'lı devlet adamı Caius Julius Caesar'ın (MÖ 100-44) lakabıdır (cognomen). Caesar'ın manevi oğlu olan ilk Roma imparatoru Octavianus Augustus, onursal bir unvan olarak Caesar lakabını benimsemiştir. Daha sonraki Roma imparatorları da Caesar ve Augustus unvanlarını bir arada kullanmışlardır.

Rus hükümdarları, Caesar adının Rusça biçimi olan tsar (Rusça: цар, çar) unvanını 1453'te İstanbul'un Türkler tarafından fethinden kısa bir süre sonra benimsemişlerdir. Adlandırmanın amacı, Osmanlı sultanlarının Rum kayserliğine varis olma iddiasına karşı koymak ve Bizans tahtının mirasında hak iddia etmektir

Kutsal Roma Germen İmparatorluğu (961-1804), Avusturya İmparatorluğu (1806-1918) ve Alman İmparatorluğu (1871-1918) da Latince Caesar ve Almanca Kaiser unvanlarını kullanmıştır. Özellikle son Alman imparatoru II. Wilhelm (1888-1918), Kaiser unvanını ön plana çıkarmıştır. Türkçe kullanımda Alman imparatorunun lakabı çoğu zaman kayzer, eski Rum ve Osmanlı hükümdarlarının lakabı ise kayser imlasıyla yazılır. Ayrıca Yılanlıdağın zirvesinde dönemin en büyük Kapadokya Kralına ait olan mezar kabri keşfedilmiş, çevresinde çok eski tarihi bir kale ve kale ortasında bir darphane de bulunmuştur. Kale içindeki kazılarda ele geçen bir tablete göre bu dağ üzerinde gizli bir yerde yeraltı şehri ve hazineler bulunmakta olduğu iddia edilmektedir.

Nüfus [değiştir]

Nüfus
KAYSERİ
Yıl Kent Nüfusu Köy Nüfusu Toplam Nüfus
1927 60.379 190.111 250.490
1935 71.344 239.114 310.458
1940 80.189 262.780 342.969
1945 86.474 283.615 370.089
1950 101.990 301.871 403.861
1955 128.262 293.748 422.010
1960 161.340 319.047 480.388
1965 191.221 344.985 536.206
1970 236.824 361.869 598.693
1975 295.582 381.227 676.809
1980 380.352 398.031 778.383
1985 495.457 368.603 864.060
1990 604.072 339.412 943.484
1997 679.906 299.021 978.927
2000 732.354 328.078 1.060.432
2002 775.545 342.031 1.117.576
2004 794.472 289.756 1.084.228
2007 895.253 269.835 1.165.088
2008 1.001.449(*) 182.937 1.184.386
2009 1.027.279 178.593 1.205.872
2010(?) 1.220.158 159.721 1.379.879
Y & G
  • (*)Bazı kasabalar Büyükşehir Belediyesine bağlandığı için şehir nüfusu fazla artmıştır.
  • (?)Tahmini

Özellikler [değiştir]

Sahabiye Medresesi (Kayseri Cumhuriyet Meydanı)
  • Kayseri şehri yollarının genişliği ile dikkat çeker.
  • Kayseri sanayi açısından epey yol katetmiştir ve Türkiye'nin önde gelen sanayi şehirlerinden birisidir. Pek çok ünlü marka Kayseri'den gelir.
  • Kayseri;sucuk, pastırma ve mantısıyla meşhurdur.
  • Türkiye'nin ilk 32864 kişilik üstü kapalı futbol stadyumu Kayseri'de bulunmaktadır.
  • M.Ö. 2800'lü yıllarda önemli bir merkez olan Kaniş Höyüğü, Kayseri'nin 20 km kuzey doğusunda bulunmaktadır.
  • Kayseri, Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'da kurulan Anadolu Selçuklu beyliklerinden en güçlüsü olan, Danişment Gazi'nin kurduğu Danişmentliler Beyliği'nin en önemli kentlerinden biri olmuştur.
  • M.S. 260 yıllarında nüfusu 400.000'i aşıyordu.

Sektörler itibarı ile Kayseri [değiştir]

Medya [değiştir]

Kayseri il merkezinde, 7 günlük siyasi gazete,2 ulusal,4 yerel televizyon ve RTÜK'e kayıtlı 16 radyo ve 1 tane yerel internet sitesi bulunmaktadır. Günlük gazetelerinden Erciyes Gazetesi web ofset, diğerleri ise tabaka ofset sistemi ile basılmakta olup, Basın İlan Kurumu'nun Kayseri'de şubesi bulunmaktadır. Uydudan yayın yapan TV 1, TV Kayseri yerel yayın yapan Erciyes tv,Elif Tv,KAY Tv,Kanal 38 ve Erciyes Üniversitesi Kampüs tv ile Kayseri medyası oldukça gelişme göstermiştir.

Sanat [değiştir]

Sosyo-Ekonomik gelişmişlik endeksi [değiştir]

İllerin Sosyo ekonomik gelişmişliklerinin takip edildiği indekse göre Kayseri 1996 yılında 15'i sıradayken, en son 2003 yılında hazırlanan ve 2004 Mayıs'ında yayınlanan indekste ise 19.'dur. Sıra değişimi -4'dür. Her iki indeks çalışmasında da Kayseri, 2. derece gelişmiş iller arasında yer almıştır.

Tarım [değiştir]

Tarım, Kayseri ekonomisinde sanayi, ticaret, ulaştırma sektörlerinden sonra gelmektedir. 671.000 hektar arazi tarımda kullanılmaktadır. Bu miktar il topraklarının %40'ına karşılık gelmektedir. İl sanayisinin %13'ü tarım dışı, %6'sı çayır-mera, %41'i orman fundalıktır. Tarım arazisinin %48'i tahıl ekimine ayrılmakta %42'si ise nadasa bırakılmaktadır. Kalanı baklagillere, endüstriyel bitkilere, yağlı tohumlara, yumru bitkilere, sebzelere ve meyveciliğe ayrılmıştır. 607.000 hektar sulanabilir arazinin 150.000 hektarı ekonomik olarak sulanabilmektedir. Sulama kapasitesi artarken sulu tarımda verim 5-6 kat artacağından sulama projeleri inşaatları sürdürülmektedir.

Hayvancılık [değiştir]

Kayseri'de küçük ve büyükbaş hayvancılık Türkiye ortalamasına yakın olup, küçükbaş potansiyeli büyükbaş potansiyeline göre daha fazla gelişmiş durumdadır. Kanatlı hayvan varlığı Türkiye ortalamasının iki katı seviyesindedir. Kayseri'de üretilen hayvansal ürünler içerisinde parasal değer olarak ilk sırayı et, ikinci sırayı süt, yumurta da üçüncü sırayı almaktadır. Beyaz et 4. ana üründür. Kayseri'de tatlısu balıkçılığı da sürekli gelişmektedir.

Ormancılık [değiştir]

Kayseri orman potansiyeli bakımından zengin değildir. Türkiye orman varlığının %0,5'i Kayseri'dedir. Kayseri'de 22000 hektar normal ve 85000 hektar bozuk olmak üzere 107000 hektar orman arazisi bulunmaktadır. Orman yapısının zayıflığı orman ürünleri üretimini de sınırlamaktadır.

Sanayi [değiştir]

Küçük sanayi siteleri ve organize sanayi bölgeleri sanayi sektörünün altyapısı olarak değerlendirilebilir. Kayseri'de KSS kapsamında 3500'e yakın işyeri yapılmıştır. İlde 8 KSS faaliyet göstermektedir. Kayseri'de 6 organize sanayi bölgesi bulunmaktadır. 1. Organize Sanayi Bölgesi dışındaki Mimarsinan Organize Sanayi ve İncesu Organize Sanayi bölgeleri 2005 yılında faaliyete başlamıştır ve henüz sanayiye katkıda bulunmamaktadırlar. Sanayi altyapısı çerçevesinde Kayseri Serbest Bölgesi de önemli görülmektedir. Kayseri Serbest Bölgesi Türkiye'nin en büyük serbest bölgesi alanına sahiptir. Kayseri Serbest Bölgesinde 2007 yılı verilerine göre 43 tesis faaliyet göstermektedir. Kayseri 1. Organize Sanayi Bölgesinde 2006 yılı itibariyle 711 sanayi tesisi bulunmaktadır.

Yatırım ortamı [değiştir]

Gelişim bileşenleri açısından Kayseri yeterli bir ildir.

Sanayinin gelişimini sürdürmesi açısından Kayseri'nin avantajlı olduğu ve olmadığı durumlar irdelendiğinde, dezavantajlı durum görülmemektedir.

Fotoğraflarla Kayseri [değiştir]

Kaynakça [değiştir]

  1. ^ a b c TÜIK

Dış bağlantılar [değiştir]

 
BİZDEN HABERLER

Copyright 2009-2024 bekirkeklik-1907.tr.gg İnternet Sitesi

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol